Ne Yapıyor ve Nasıl Kullanılıyor?
İnsülin, vücudunuzda çeşitli süreçlerde bir eli olan bir hormondur. Sadece karbonhidratların metabolize edilmesine ve hücrelerdeki enerji için glikozun depolanmasına yardımcı olmanın yanı sıra, yediğiniz yağ, protein ve bazı mineralleri kullanmanıza da yardımcı olur. Bu hormon, vücudunuzun aldığınız yiyecekleri kullanmasına yardım etmede çok önemli olduğu için, insülin ile ilgili bir sorun, vücudunuzun tüm sistemleri, dokuları ve organları üzerinde doğrudan ya da dolaylı olarak geniş çaplı etkilere sahip olabilir.
Eğer tip 2 diyabetiniz varsa, insülinin nasıl çalıştığını öğrenmek, diğer pek çok tıbbi durumun neden diyabetle ilişkili olduğunu anlamanıza yardımcı olabilir, neden bazı yaşam tarzı uygulamalarının yararlı olduğunu ve vücudunuzun yiyeceklere nasıl tepki verdiğini anlayabilirsiniz.
İnsülinin Üretildiği Yer
İnsülin, hem bir endokrin hem de ekzokrin bez gibi davranan pankreas tarafından salgılanan küçük bir polipeptid proteinden oluşan bir hormondur. Endokrin bezleri vücut fonksiyonlarını düzenlemek için hormon salgılayan salgı sistemi olup, ekzokrin bezleri sindirime yardımcı olur.
Pankreas duodenum (ince bağırsağın ilk kısmı) eğrisinde yer alan mide arkasında oturur ve Langerhans adacıkları olarak adlandırılan hücrelerin kümelerini içerir. Adacıklar, kan dolaşımına insülin üreten ve salgılayan beta hücrelerden oluşur.
İnsülin Nasıl Çalışır?
İnsülin, karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasını etkiler. Vücudunuz bu besin maddelerini şeker molekülleri, amino asit molekülleri ve lipid molekülleri içine indirir.
Vücut aynı zamanda bu molekülleri daha karmaşık biçimlerde depolayabilir ve yeniden birleştirebilir. İnsülin, bu besin maddelerinin depolanmasına neden olurken, glukagon adı verilen başka bir pankreas hormonu onları depodan ayırır .
İnsülin, kan şekeri seviyenizi normal bir aralıkta tutmak için vücudunuzun dikkatli dengeleme hareketine dahil olur.
Basit anlamda:
Kan şekeriniz yüksekse : Pankreas , kan şekerinden kan glikozunu emen hücrelere yardımcı olmak için insülin salgılar.
Kan şekeriniz düşükse : Pankreas, kan şekeri seviyelerini yükseltmek için depolanmış glikozun kan dolaşımına salınmasına yardımcı olmak üzere glukagon salgılar.
Çoğu gıda tüketildiğinde kan şekeri seviyeleri yükselir, fakat karbonhidratlarla daha hızlı ve büyük ölçüde yükselirler. Sindirim sistemi gıdalardan glikoz salar ve glikoz molekülleri kan dolaşımına emilir. Yükselen glikoz seviyeleri, kan dolaşımından glikozu temizlemek için pankreasın insülin salgılamasını işaret eder. İnsülin hücre yüzeylerinde insülin reseptörleri ile bağlanır ve glikoz almak için hücreleri açmak için bir anahtar görevi görür. İnsülin reseptörleri, kas hücreleri ve yağ hücreleri dahil olmak üzere hemen hemen bütün dokularda bulunur.
İnsülin reseptörleri iki ana bileşene sahiptir - dış ve iç kısımlar. Dış kısım hücre dışına uzanır ve insülin ile bağlanır. Bu olduğunda, reseptörün iç kısmı glikoz taşıyıcıları için hücrenin içine bir sinyal gönderir ve glikoz alır . Kan şekeri ve insülin seviyeleri azaldıkça, reseptörler boşalır ve glukoz taşıyıcıları hücreye geri döner.
İnsülin ve Tip 2 Diyabet
Mükemmel bir durumda, karbonhidratlardan gelen glikoz hızla temizlenir. Bununla birlikte, insülin direnci olduğunda (hücreler insüline dirençli hale gelir), bu gerçekleşmez ve sürdürülür yüksek glikoz seviyeleri bir sorun haline gelir. İnsülin direnci, insülin şekli (reseptör bağlanmasını önleme), yeterli insülin reseptörleri, sinyalleme problemleri veya glukoz taşıyıcılarının düzgün çalışmadığı bir probleme bağlı olabilir. Ek olarak, bir insan aşırı kilo veya yağ olduğunda insülin direnci oluşabilir. Yağ, insülinin işini yapmasını engeller ve neredeyse işe yaraması için biraz engel oluşturur.
Belirli bir sebep ne olursa olsun, insülinin işlevi bozulur.
Tip 2 diyabet tanısı konmadan önce insülin direnci gelişir. Daha az etkili insülini telafi etmek için pankreas insülin çıkışını arttırmak için fazla mesai yapar. Sonunda, insülin çalışmaları ve kan şekeri seviyelerinin bir kısmı bir süre normal kalır. İnsülin direnci arttıkça ve pankreas talebi karşılayamadığından, glikoz seviyeleri yükselmeye başlar ve seviyeler çok yükseldiğinde diyabet teşhisi konur. Bu durum daha uzun süre devam ederse, pankreasın çalışması daha zorlaşır ve bu insülin hücreleri yavaşlar, hatta dışarı fırlar ve ölür.
Yağ Metabolizmasını Nasıl Etkiler?
Karbonhidrat ve yağ metabolizması yakından bağlantılıdır ve her ikisi de insülin tarafından etkilenir. İnsülin düzgün çalışmıyorsa, problemler ortaya çıkabilir. Örneğin, yüksek düzeydeki insülin beyne yanlış sinyaller gönderebilir. Bu sinyaller beyine aşırı insülin olduğunu ve hücrelerinizin glikoz için açlıktan öldüğünü söylüyor. Bu nedenle, beyniniz karbonhidratlar için istek yaratır, vücudunuzu yağ depolamaya yönlendirir ve karbonhidratları vücut yağından ziyade enerji için yakmalarını emreder. Bu, tip 2 diyabetiniz olduğunda kilo kaybının zorluğunun nedenlerinden biridir.
İnsülin ayrıca yüksek trigliserit düzeylerinin gelişiminde önemli bir rol oynar:
Karaciğerde : İnsülin glikojenin glukozdan yaratılmasını ve depolanmasını uyarır. Yüksek insülin seviyeleri, karaciğerin glikojenle doymasına neden olur. Bu olduğunda, karaciğer daha fazla depolamaya direnir. Glikoz, lipoproteinlere dönüştürülen ve kan dolaşımına salınan yağ asitleri oluşturmak için kullanılır. Bunlar serbest yağ asitlerine dönüşür ve diğer dokularda kullanılır. Bazı dokular trigliserit oluşturmak için bunları kullanır.
Yağ Hücrelerinde : İnsülin yağın parçalanmasını durdurur ve trigliseritlerin yağ asitlerine ayrılmasını önler. Glikoz bu hücrelere girdiğinde, gliserol adı verilen bir bileşik oluşturmak için kullanılabilir. Gliserol trigliserit yapmak için karaciğerden fazla serbest yağ asitleri ile birlikte kullanılabilir. Bu, trigliseritlerin yağ hücrelerinde birikmesine neden olabilir.
Protein ve Mineralleri Nasıl Etkiler?
İnsülin, proteinden amino asitlerin hücrelere girmesine yardımcı olur. Bu işlem engellendiğinde, kas kütlesini inşa etmeyi zorlaştırabilir.
İnsülin ayrıca hücreleri potasyum, magnezyum ve fosfata karşı daha açık hale getirir. Bu maddeler aynı zamanda vücutta elektrik iletilmesine yardımcı olan elektrolitler olarak da bilinir. Kas fonksiyonunu, kan pH'ını ve vücudunuzdaki su miktarını etkiler. Bir elektrolit dengesizliği, yüksek kan şekeri seviyeleri ile daha da kötüleşebilir, çünkü bu, su ve elektrolit kaybıyla aşırı işeme neden olabilir.
İnsülin Nasıl Çalışır?
Bu stratejiler, insülin duyarlılığını artırmanıza ve insülin direncini azaltmanıza yardımcı olabilir:
Diyabet yaşam tarzı değişikliklerini hayatınıza dahil edin.
Düzenli egzersiz yapın .
Sizin için çalışan bir diyet planı bulun.
Götürmek
Gördüğünüz gibi, insülin metabolizmanın düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Diyabetiniz varsa veya tanıyan birini biliyorsanız, insülinin ne yaptığını ve nasıl çalıştığını anlamak diyabetinizi daha iyi yönetmenize yardımcı olabilir.
> Kaynaklar
> Hess-Fischl, Amy. Diyabet: İnsülin Nedir? Endocrineweb.
> Endokrin Pankreas. Berkley Üniversitesi, Kaliforniya.
> Endokrin Sisteminin Patofizyolojisi, İnsülinin Fizyolojik Etkileri. Colorado Eyalet
İnsülin, vücudunuzda çeşitli süreçlerde bir eli olan bir hormondur. Sadece karbonhidratların metabolize edilmesine ve hücrelerdeki enerji için glikozun depolanmasına yardımcı olmanın yanı sıra, yediğiniz yağ, protein ve bazı mineralleri kullanmanıza da yardımcı olur. Bu hormon, vücudunuzun aldığınız yiyecekleri kullanmasına yardım etmede çok önemli olduğu için, insülin ile ilgili bir sorun, vücudunuzun tüm sistemleri, dokuları ve organları üzerinde doğrudan ya da dolaylı olarak geniş çaplı etkilere sahip olabilir.
Eğer tip 2 diyabetiniz varsa, insülinin nasıl çalıştığını öğrenmek, diğer pek çok tıbbi durumun neden diyabetle ilişkili olduğunu anlamanıza yardımcı olabilir, neden bazı yaşam tarzı uygulamalarının yararlı olduğunu ve vücudunuzun yiyeceklere nasıl tepki verdiğini anlayabilirsiniz.
İnsülinin Üretildiği Yer
İnsülin, hem bir endokrin hem de ekzokrin bez gibi davranan pankreas tarafından salgılanan küçük bir polipeptid proteinden oluşan bir hormondur. Endokrin bezleri vücut fonksiyonlarını düzenlemek için hormon salgılayan salgı sistemi olup, ekzokrin bezleri sindirime yardımcı olur.
Pankreas duodenum (ince bağırsağın ilk kısmı) eğrisinde yer alan mide arkasında oturur ve Langerhans adacıkları olarak adlandırılan hücrelerin kümelerini içerir. Adacıklar, kan dolaşımına insülin üreten ve salgılayan beta hücrelerden oluşur.
İnsülin Nasıl Çalışır?
İnsülin, karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasını etkiler. Vücudunuz bu besin maddelerini şeker molekülleri, amino asit molekülleri ve lipid molekülleri içine indirir.
Vücut aynı zamanda bu molekülleri daha karmaşık biçimlerde depolayabilir ve yeniden birleştirebilir. İnsülin, bu besin maddelerinin depolanmasına neden olurken, glukagon adı verilen başka bir pankreas hormonu onları depodan ayırır .
İnsülin, kan şekeri seviyenizi normal bir aralıkta tutmak için vücudunuzun dikkatli dengeleme hareketine dahil olur.
Basit anlamda:
Kan şekeriniz yüksekse : Pankreas , kan şekerinden kan glikozunu emen hücrelere yardımcı olmak için insülin salgılar.
Kan şekeriniz düşükse : Pankreas, kan şekeri seviyelerini yükseltmek için depolanmış glikozun kan dolaşımına salınmasına yardımcı olmak üzere glukagon salgılar.
Çoğu gıda tüketildiğinde kan şekeri seviyeleri yükselir, fakat karbonhidratlarla daha hızlı ve büyük ölçüde yükselirler. Sindirim sistemi gıdalardan glikoz salar ve glikoz molekülleri kan dolaşımına emilir. Yükselen glikoz seviyeleri, kan dolaşımından glikozu temizlemek için pankreasın insülin salgılamasını işaret eder. İnsülin hücre yüzeylerinde insülin reseptörleri ile bağlanır ve glikoz almak için hücreleri açmak için bir anahtar görevi görür. İnsülin reseptörleri, kas hücreleri ve yağ hücreleri dahil olmak üzere hemen hemen bütün dokularda bulunur.
İnsülin reseptörleri iki ana bileşene sahiptir - dış ve iç kısımlar. Dış kısım hücre dışına uzanır ve insülin ile bağlanır. Bu olduğunda, reseptörün iç kısmı glikoz taşıyıcıları için hücrenin içine bir sinyal gönderir ve glikoz alır . Kan şekeri ve insülin seviyeleri azaldıkça, reseptörler boşalır ve glukoz taşıyıcıları hücreye geri döner.
İnsülin ve Tip 2 Diyabet
Mükemmel bir durumda, karbonhidratlardan gelen glikoz hızla temizlenir. Bununla birlikte, insülin direnci olduğunda (hücreler insüline dirençli hale gelir), bu gerçekleşmez ve sürdürülür yüksek glikoz seviyeleri bir sorun haline gelir. İnsülin direnci, insülin şekli (reseptör bağlanmasını önleme), yeterli insülin reseptörleri, sinyalleme problemleri veya glukoz taşıyıcılarının düzgün çalışmadığı bir probleme bağlı olabilir. Ek olarak, bir insan aşırı kilo veya yağ olduğunda insülin direnci oluşabilir. Yağ, insülinin işini yapmasını engeller ve neredeyse işe yaraması için biraz engel oluşturur.
Belirli bir sebep ne olursa olsun, insülinin işlevi bozulur.
Tip 2 diyabet tanısı konmadan önce insülin direnci gelişir. Daha az etkili insülini telafi etmek için pankreas insülin çıkışını arttırmak için fazla mesai yapar. Sonunda, insülin çalışmaları ve kan şekeri seviyelerinin bir kısmı bir süre normal kalır. İnsülin direnci arttıkça ve pankreas talebi karşılayamadığından, glikoz seviyeleri yükselmeye başlar ve seviyeler çok yükseldiğinde diyabet teşhisi konur. Bu durum daha uzun süre devam ederse, pankreasın çalışması daha zorlaşır ve bu insülin hücreleri yavaşlar, hatta dışarı fırlar ve ölür.
Yağ Metabolizmasını Nasıl Etkiler?
Karbonhidrat ve yağ metabolizması yakından bağlantılıdır ve her ikisi de insülin tarafından etkilenir. İnsülin düzgün çalışmıyorsa, problemler ortaya çıkabilir. Örneğin, yüksek düzeydeki insülin beyne yanlış sinyaller gönderebilir. Bu sinyaller beyine aşırı insülin olduğunu ve hücrelerinizin glikoz için açlıktan öldüğünü söylüyor. Bu nedenle, beyniniz karbonhidratlar için istek yaratır, vücudunuzu yağ depolamaya yönlendirir ve karbonhidratları vücut yağından ziyade enerji için yakmalarını emreder. Bu, tip 2 diyabetiniz olduğunda kilo kaybının zorluğunun nedenlerinden biridir.
İnsülin ayrıca yüksek trigliserit düzeylerinin gelişiminde önemli bir rol oynar:
Karaciğerde : İnsülin glikojenin glukozdan yaratılmasını ve depolanmasını uyarır. Yüksek insülin seviyeleri, karaciğerin glikojenle doymasına neden olur. Bu olduğunda, karaciğer daha fazla depolamaya direnir. Glikoz, lipoproteinlere dönüştürülen ve kan dolaşımına salınan yağ asitleri oluşturmak için kullanılır. Bunlar serbest yağ asitlerine dönüşür ve diğer dokularda kullanılır. Bazı dokular trigliserit oluşturmak için bunları kullanır.
Yağ Hücrelerinde : İnsülin yağın parçalanmasını durdurur ve trigliseritlerin yağ asitlerine ayrılmasını önler. Glikoz bu hücrelere girdiğinde, gliserol adı verilen bir bileşik oluşturmak için kullanılabilir. Gliserol trigliserit yapmak için karaciğerden fazla serbest yağ asitleri ile birlikte kullanılabilir. Bu, trigliseritlerin yağ hücrelerinde birikmesine neden olabilir.
Protein ve Mineralleri Nasıl Etkiler?
İnsülin, proteinden amino asitlerin hücrelere girmesine yardımcı olur. Bu işlem engellendiğinde, kas kütlesini inşa etmeyi zorlaştırabilir.
İnsülin ayrıca hücreleri potasyum, magnezyum ve fosfata karşı daha açık hale getirir. Bu maddeler aynı zamanda vücutta elektrik iletilmesine yardımcı olan elektrolitler olarak da bilinir. Kas fonksiyonunu, kan pH'ını ve vücudunuzdaki su miktarını etkiler. Bir elektrolit dengesizliği, yüksek kan şekeri seviyeleri ile daha da kötüleşebilir, çünkü bu, su ve elektrolit kaybıyla aşırı işeme neden olabilir.
İnsülin Nasıl Çalışır?
Bu stratejiler, insülin duyarlılığını artırmanıza ve insülin direncini azaltmanıza yardımcı olabilir:
Diyabet yaşam tarzı değişikliklerini hayatınıza dahil edin.
Düzenli egzersiz yapın .
Sizin için çalışan bir diyet planı bulun.
Götürmek
Gördüğünüz gibi, insülin metabolizmanın düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Diyabetiniz varsa veya tanıyan birini biliyorsanız, insülinin ne yaptığını ve nasıl çalıştığını anlamak diyabetinizi daha iyi yönetmenize yardımcı olabilir.
> Kaynaklar
> Hess-Fischl, Amy. Diyabet: İnsülin Nedir? Endocrineweb.
> Endokrin Pankreas. Berkley Üniversitesi, Kaliforniya.
> Endokrin Sisteminin Patofizyolojisi, İnsülinin Fizyolojik Etkileri. Colorado Eyalet
