Forum Moderatörlüğü İçin Başvuru Alanı

Hoşgeldin!

Forum sitemiz tamamen ücretsizdir.

Şimdi Kayıt Ol!
Katılım
22 May 2015
Mesajlar
2,137
Çözümler
4
Tepki puanı
775
Puanları
188
Yaş
36
Ben Tayfun, 26 yaşındayım. İzmir'de yaşıyorum. 2017 Hacettepe Fizyoterapi ve Rehabilitasyon lisans mezunuyum, 2021'de Yüksek Lisansımı tamamladım.

Kendimi bildim bileli sporla ilgileniyorum, geçirdiğim kırık sonrası profesyonelce ilgilenmesem de, çoğu sporla içli dışlı olmuşluğum var. Bununla birlikte eğitimimle paralel olarak üniversite yıllarından beri optimal kas uzunluk-gerim ilişkisini korumak için vücut geliştirmeyle ilgilenmekteyim.

Hacettepe'de sporcu sağlığında ve ortopedik rehabilitasyonda stajlar yaptım, mezuniyet sonrasında da birçok sporcu ile klinik olarak 1.5 sene kadar post-op dönemde çalıştım. İşin sadece kaslar ve eklemler değil; fasyo, nöronlar, beyin ile de ilgili olduğunun farkına vardım ve bu yönde de kendimi geliştirdim.

Body building'in ilerleyici uç kısımlarından ziyade, gerilemeye sebep olan sakatlıklar, biyomekaniksel bozukluklar, spor yaralanmaları ve anatomik-fizyolojik yaklaşımlar konusunda fikirlerimi ve bilgilerimi paylaşmaya hazırım.

Herkes egzersiz paylaşırsa, sakatlıkta ilk tavsiyeleri kimden alacağız değil mi :)

Şimdiden teşekkür ederim, sizden dönüş bekliyorum.
Yanıtlarıda 1-2,3,4,5,6,7 diye sıralayınız.
Kolay gelsin.
 
Yorum
Moderatör
SMS Onaylı
Katılım
17 Haz 2018
Mesajlar
73
Çözümler
15
Tepki puanı
75
Puanları
43
Konum
İzmir
@FizyoTayfun Buyurun sorularınız.
1 -) Core bölgesi nedir ve neden önemlidir ? Core bölgesini güçlendirmek için hangi egzersizler yapılmalıdır ?

2 -) Skolyoz nedir ? Skolyozu olan bir kişinin antrenman esnasında nelere dikkat etmesi gerekir ? Skolyozu olan bir hastaya hangi egzersizleri uygulamak iyi gelir ?

3 -) Vücut geliştirme sporunun postürel bozukluklar üzerinde nasıl bir etkisi vardır ?

4 -) Rotator Cuff kasları nedir ve bu kasların sakatlanması halinde nasıl bir yol izlenmelidir ? Rotator Cuff kaslarını kuvvetlendirmek mümkün müdür ?

5 -) Fıtık nedir ? Neden oluşur ? Fıtığı olan bir kişinin spor yapması uygun mudur ?

6 -) Buz tedavisi nedir ? Hangi durumlarda kullanılır ? Nasıl uygulanmalıdır ?

7 -) Vücut geliştirme hareketleri içerisinde omurga üzerinde baskı oluşturduğunu ve yapılmasının uygun olmadığını düşündüğünüz hareket veya hareketler var mıdır ?
Kolay gelsin , iyi çalışmalar dilerim.
Eşit:Gün içinde mesai saatleri nedeniyle yoğun olabilirim.Siz cevapları yazın , aralarda boşluk bulunca size geri dönüş yaparım
1) Core bölge dediğimiz, gövdenin görünen karın kaslarının altında kalan, gövdeyi bir korse gibi saran kaslar bütünüdür. Alt tarafta pelvik taban, üst tarafta diyafram, omurgalardaki multifidus kasları ve karnı komple saran transversus abdominus kaslarından oluşmuştur. Hareketlerden önce kasılarak gövdenin sağlam durmasını sağlar. Core bölge için doğru nefes alınması yapılacak en basit harekettir, bununla birlikte plank gibi hareketler omurganın sabit kalmasını ve gövdenin çökmesini önlediği için geliştirmek için kullanılabilir. Transversus abdominus için ise öksürüyormuş gibi kendini sıkma ya da pantolona girer gibi karnımızı sıkma şeklinde geliştirilebilir.

2) Skolyoz, omurganın üç boyutlu olarak, dizilimsel bozukluğudur. Beraberinde kas ağrıları ve eklem limitasyonlarını da getirir. Skolyozu olan bir kişi, günlük hayatında da spor yaparken de durumunu kötüleştirecek pozisyonlardan ve egzersizlerden kaçınmalı-dikkat etmelidir. Bir skolyoz bir diğerine benzemez. Aynı biçimde bile olsa boy-kilo-cinsiyet gibi faktörler farklılık gösterir ancak, genel olarak postür egzersizleri, tüm vücut germe egzersizleri, aerobik egzersizler iyi gelmektedir.

3) Vücut geliştirme sporunu 1 ile 5 arasında sınıflandırırsak, genel olarak 1 ile 4 de dahil olmak üzere postüre olumlu etkileri vardır. Kaslar dengeli geliştiği için dik pozisyon sağlanır, aerobik kapasite arttığı için yorgunluk geç görülür. Venöz dönüş de kas tonusundan dolayı gelişir. Ancak, 5. kademe olarak sınıflandırdığım son kademede durum farklılık gösterebilir çünkü eklemlere aşırı yük binmesi, kasların dengesiz çalıştırılması ve eşitsizlik oluşması, hareketin artık daha da azalması boyun ve belde problemler doğurabilir. Tabiki bunlar ihtimal dahilinde ancak sağlık yönünden durumu böyle niteleyebilirim.

4) Rotator cuff kasları infraspinatus, supraspinatus, teres minör ve subscapularis kaslarıdır. Bu kaslar aşırı önemlidir, humerus denen kol kemiğini omuz eklemine yaklaştırır ve hareketler sırasında denge sağlar. Ancak bu sebepten dolayı da yaralanmaya açıktır. Yaralandıktan sonra hemen gideceğiniz doktor da etkin bir çözüm sunamaz çünkü ilk 3-4 gün ciddi bir ödem izlenir. Bu süreçte bir yaralanma hissettiyseniz, elin bilek güreşindeki içe-dışa çevirme hareketlerini gerçekleştirmeden, 2 saatte bir 12 dk buz koyup (özellikle omzun arkası daha efektif olur) ödemin dinmesini, ardından ağrıların devam etmesi halinde; görüntüleme yöntemlerinin sonucuna göre yırtıksa ve sporcuysanız genel olarak ameliyat edilir, parsiyel yırtıksa kuvvetlendirme ile sağlam liflerin etkinliği arttırmaya çalışılır. Ödem kontrolü bu süreçte çok önemlidir. Rotator cuff kasları aslında en basit el bileği hareketinden en kompleks omuz hareketine kadar tüm hareketlerde aktiftir. Ancak izole olarak kuvvetlendirilmesi çok önem arz etmektedir ve bunun için altın değerinde 4 adet egzersiz bulunmaktadır. Bu egzersizler ile neredeyse izole olarak bu kasları çalıştırmak mümkündür.

5) Fıtık, Nöral kanalın, onu koruyan ligamentlerindeki bir zarar veya yırtılma sonucu oraya doğru çıkması, baş göstermesidir. Yetersiz esneklik ve devamında ağır hareketler, hareketsiz yaşam, sigara, eklem ve kas rahatsızlıkları ligamentlerin zayıflamasını ya da travmatik olarak yaralanmasının önünü açmaktadır. Fıtığı olan kişinin spor yapması uygundur, hatta zorunludur. Yırtılan ligamentlerin yarattığı ödem ve ağrı kişilerin hareketlerini limitlemekte ve geri dönüşsüz olarak kullanılmaması gerektiğini düşündürtmektedir ancak tam da bu süreçte özellikle o bölgenin kanlanmasının artması için aerobik egzersizler, germe egzersizleri, sigara bırakıp temiz kan ile bölgenin kanlandırılması ve güzel diyet-kilo kontrolü yapılması gerekenlerin başında gelmektedir. Ancak fıtıkta da dereceler vardır ve daha ciddi vakaların ameliyat olmaktan başka çaresi olmayabilir. Boyun fıtığı için de çoğu madde geçerlidir, o bölge kilo ve ağır kaldırmaktan nispeten uzak sayılsa da tüm gün PC başında çalışan kişilerin boyun omurgasına yüklediği hasar, en az sandık kaldırmak kadar ağırdır. Germe egzersizleri boyun için yapılması gerekenlerdendir.

6) Buz tedavisi denilince akla ilk yaralanma anında ödem kontrolü gelir. Yaralanan doku, anormal bir durum olduğunu hem nöronlarla hem de saldığı kimyasallarla haber verir. Beyindeki karşılığı ağrı olan haberin kimyasal karşılığı kan hücrelerinin oraya hücum etmesi ile oranın şişmesi ve su toplamasıdır. Biz, buz tedavisi ile oraya giden kan damarlarının daralmasına, böylelikle de kanın oraya toplanmasına engel olmaya çalışıyoruz. Bu kısa vadede uygulanan bir durumdur ve işe yarar. Ayak bileği burkulmaları, omuz ağrıları, el bileği sıkıntıları ve kas yorgunluğuna buz kullanılır. Yaklaşık 2 saatte bir 12 dk tutmak yeterli olacaktır bir yaralanmada. 12 dk'nın üstünde tutmak, kişilerde Hunter Reflex denen bir refleksi uyarıp, amaçladığımız damar daraltmasından çok genişlemesine sebep olur. Bu da istemediğimiz bir durumdur. Buz çıplak olarak deriye uygulanmaz, bir havlu peçeteye sarılır, böylelikle de buz yanıkları önlenir. Bununla birlikte germelerde buz yardımıyla yapılan germelerin de daha efektif olduğu yönünde çalışmalar vardır.

7) Omurgalar aslında yükü bacağa ileten kolonlardır. 4 kıvrımının olmasının sebebi de dayanıklılığının arttırılmasıdır. Düz bir kemik olsaydı, muhtemelen çoğu kaldırma ve baş üstü aktivitesini yapamazdık. Kişilerin olimpiyatlarda 180-200 kg kadar ağırlık kaldırabildiklerini görüyoruz, ancak bir kutu kaldırdım belim ağrıdı diyen de oldukça fazla. Bu noktada antreman, kişinin sınırlarını bilmesi, hareketin düzgün uygulanması önem arz etmekte. Bu hareketi literatürden kaldıralım dediğim bir hareket yok. Ancak forumda da sık sık geçtiği gibi, düzgünlüğü sağlamak adına çok iş düşmekte. Yine de ekleyebileceğim nokta şudur, üst gövdede göğüs kafesi tam bir sarma sağlarken, bel ve karın yumuşak dokular yönünden zengindir ve destekleri-tutundukları yapılar hep kastır. Bu kasların görevinin bilinmesi ve etkisinin arttırılması, omurga açısından kişiyi tatmin edecektir.
 
Yorum
Katılım
22 May 2015
Mesajlar
2,137
Çözümler
4
Tepki puanı
775
Puanları
188
Yaş
36
1) Core bölge dediğimiz, gövdenin görünen karın kaslarının altında kalan, gövdeyi bir korse gibi saran kaslar bütünüdür. Alt tarafta pelvik taban, üst tarafta diyafram, omurgalardaki multifidus kasları ve karnı komple saran transversus abdominus kaslarından oluşmuştur. Hareketlerden önce kasılarak gövdenin sağlam durmasını sağlar. Core bölge için doğru nefes alınması yapılacak en basit harekettir, bununla birlikte plank gibi hareketler omurganın sabit kalmasını ve gövdenin çökmesini önlediği için geliştirmek için kullanılabilir. Transversus abdominus için ise öksürüyormuş gibi kendini sıkma ya da pantolona girer gibi karnımızı sıkma şeklinde geliştirilebilir.

2) Skolyoz, omurganın üç boyutlu olarak, dizilimsel bozukluğudur. Beraberinde kas ağrıları ve eklem limitasyonlarını da getirir. Skolyozu olan bir kişi, günlük hayatında da spor yaparken de durumunu kötüleştirecek pozisyonlardan ve egzersizlerden kaçınmalı-dikkat etmelidir. Bir skolyoz bir diğerine benzemez. Aynı biçimde bile olsa boy-kilo-cinsiyet gibi faktörler farklılık gösterir ancak, genel olarak postür egzersizleri, tüm vücut germe egzersizleri, aerobik egzersizler iyi gelmektedir.

3) Vücut geliştirme sporunu 1 ile 5 arasında sınıflandırırsak, genel olarak 1 ile 4 de dahil olmak üzere postüre olumlu etkileri vardır. Kaslar dengeli geliştiği için dik pozisyon sağlanır, aerobik kapasite arttığı için yorgunluk geç görülür. Venöz dönüş de kas tonusundan dolayı gelişir. Ancak, 5. kademe olarak sınıflandırdığım son kademede durum farklılık gösterebilir çünkü eklemlere aşırı yük binmesi, kasların dengesiz çalıştırılması ve eşitsizlik oluşması, hareketin artık daha da azalması boyun ve belde problemler doğurabilir. Tabiki bunlar ihtimal dahilinde ancak sağlık yönünden durumu böyle niteleyebilirim.

4) Rotator cuff kasları infraspinatus, supraspinatus, teres minör ve subscapularis kaslarıdır. Bu kaslar aşırı önemlidir, humerus denen kol kemiğini omuz eklemine yaklaştırır ve hareketler sırasında denge sağlar. Ancak bu sebepten dolayı da yaralanmaya açıktır. Yaralandıktan sonra hemen gideceğiniz doktor da etkin bir çözüm sunamaz çünkü ilk 3-4 gün ciddi bir ödem izlenir. Bu süreçte bir yaralanma hissettiyseniz, elin bilek güreşindeki içe-dışa çevirme hareketlerini gerçekleştirmeden, 2 saatte bir 12 dk buz koyup (özellikle omzun arkası daha efektif olur) ödemin dinmesini, ardından ağrıların devam etmesi halinde; görüntüleme yöntemlerinin sonucuna göre yırtıksa ve sporcuysanız genel olarak ameliyat edilir, parsiyel yırtıksa kuvvetlendirme ile sağlam liflerin etkinliği arttırmaya çalışılır. Ödem kontrolü bu süreçte çok önemlidir. Rotator cuff kasları aslında en basit el bileği hareketinden en kompleks omuz hareketine kadar tüm hareketlerde aktiftir. Ancak izole olarak kuvvetlendirilmesi çok önem arz etmektedir ve bunun için altın değerinde 4 adet egzersiz bulunmaktadır. Bu egzersizler ile neredeyse izole olarak bu kasları çalıştırmak mümkündür.

5) Fıtık, Nöral kanalın, onu koruyan ligamentlerindeki bir zarar veya yırtılma sonucu oraya doğru çıkması, baş göstermesidir. Yetersiz esneklik ve devamında ağır hareketler, hareketsiz yaşam, sigara, eklem ve kas rahatsızlıkları ligamentlerin zayıflamasını ya da travmatik olarak yaralanmasının önünü açmaktadır. Fıtığı olan kişinin spor yapması uygundur, hatta zorunludur. Yırtılan ligamentlerin yarattığı ödem ve ağrı kişilerin hareketlerini limitlemekte ve geri dönüşsüz olarak kullanılmaması gerektiğini düşündürtmektedir ancak tam da bu süreçte özellikle o bölgenin kanlanmasının artması için aerobik egzersizler, germe egzersizleri, sigara bırakıp temiz kan ile bölgenin kanlandırılması ve güzel diyet-kilo kontrolü yapılması gerekenlerin başında gelmektedir. Ancak fıtıkta da dereceler vardır ve daha ciddi vakaların ameliyat olmaktan başka çaresi olmayabilir. Boyun fıtığı için de çoğu madde geçerlidir, o bölge kilo ve ağır kaldırmaktan nispeten uzak sayılsa da tüm gün PC başında çalışan kişilerin boyun omurgasına yüklediği hasar, en az sandık kaldırmak kadar ağırdır. Germe egzersizleri boyun için yapılması gerekenlerdendir.

6) Buz tedavisi denilince akla ilk yaralanma anında ödem kontrolü gelir. Yaralanan doku, anormal bir durum olduğunu hem nöronlarla hem de saldığı kimyasallarla haber verir. Beyindeki karşılığı ağrı olan haberin kimyasal karşılığı kan hücrelerinin oraya hücum etmesi ile oranın şişmesi ve su toplamasıdır. Biz, buz tedavisi ile oraya giden kan damarlarının daralmasına, böylelikle de kanın oraya toplanmasına engel olmaya çalışıyoruz. Bu kısa vadede uygulanan bir durumdur ve işe yarar. Ayak bileği burkulmaları, omuz ağrıları, el bileği sıkıntıları ve kas yorgunluğuna buz kullanılır. Yaklaşık 2 saatte bir 12 dk tutmak yeterli olacaktır bir yaralanmada. 12 dk'nın üstünde tutmak, kişilerde Hunter Reflex denen bir refleksi uyarıp, amaçladığımız damar daraltmasından çok genişlemesine sebep olur. Bu da istemediğimiz bir durumdur. Buz çıplak olarak deriye uygulanmaz, bir havlu peçeteye sarılır, böylelikle de buz yanıkları önlenir. Bununla birlikte germelerde buz yardımıyla yapılan germelerin de daha efektif olduğu yönünde çalışmalar vardır.

7) Omurgalar aslında yükü bacağa ileten kolonlardır. 4 kıvrımının olmasının sebebi de dayanıklılığının arttırılmasıdır. Düz bir kemik olsaydı, muhtemelen çoğu kaldırma ve baş üstü aktivitesini yapamazdık. Kişilerin olimpiyatlarda 180-200 kg kadar ağırlık kaldırabildiklerini görüyoruz, ancak bir kutu kaldırdım belim ağrıdı diyen de oldukça fazla. Bu noktada antreman, kişinin sınırlarını bilmesi, hareketin düzgün uygulanması önem arz etmekte. Bu hareketi literatürden kaldıralım dediğim bir hareket yok. Ancak forumda da sık sık geçtiği gibi, düzgünlüğü sağlamak adına çok iş düşmekte. Yine de ekleyebileceğim nokta şudur, üst gövdede göğüs kafesi tam bir sarma sağlarken, bel ve karın yumuşak dokular yönünden zengindir ve destekleri-tutundukları yapılar hep kastır. Bu kasların görevinin bilinmesi ve etkisinin arttırılması, omurga açısından kişiyi tatmin edecektir.
Hayırlı uğurlu olsun.Yeni görevinizde başarılar dilerim.
 
Yorum
Katılım
8 Şub 2021
Mesajlar
160
Çözümler
14
Tepki puanı
98
Puanları
73
Adım Ahmet, Soyadım Yalçınkaya Ankarada oturuyorum yaşım 21 Sanat tarihi bölümü okuyorum ama gerçi bu sene üni sınavına tekrar girip bölüm değiştireceğim , daha önce besyo parkurlarında bir çok kez bulundum , 2 senedir ağırlıklı olarak body sporu ile uğraşıyorum , daha önce basketbol, futbol gibi bir çok spora gittim ama hiç birinin bana göre olmadığına karar verdim sonunda ise body sporuna başladım, tam anlamıyla bu spora bağlandım diyebilirim, yaklaşık 52 kg den 86-87 lere kadar çıktım , ve bodyde çoğu antreman metodunu denedim diyebilirim, vücut yapım ise çok çabuk kilo alıp verebilen bir yapıya sahip bu yüzden kilo alıp verme konusunda özellikle bir çok arkadaşa yardımcı olabileceğimi düşünüyorum, başka insanların sorunlarını çözmenin hayatıma çok deneyim katacağını düşünüyorum, özellikle koronadan dolayı ayıracak vaktim fazla olduğundan dolayı insanların sorunlarına yardımcı olmak istiyorum,ilgilendiğim branş bodybuilding, ağırlık arttırmaktan çok kası büyütmeye odaklı egzersizler yapıyorum ,hipertrofi gibi konularda bilgi sahibiyim :) ayrıca şuan fitness antrenörlük belgesi almak için kurs eğitimi alıyorum
 
Son düzenleme:
Yorum
Katılım
22 May 2015
Mesajlar
2,137
Çözümler
4
Tepki puanı
775
Puanları
188
Yaş
36
Adım Ahmet, Soyadım Yalçınkaya Ankarada oturuyorum yaşım 21 Sanat tarihi bölümü okuyorum ama gerçi bu sene üni sınavına tekrar girip bölüm değiştireceğim , daha önce besyo parkurlarında bir çok kez bulundum , 2 senedir ağırlıklı olarak body sporu ile uğraşıyorum , daha önce basketbol, futbol gibi bir çok spora gittim ama hiç birinin bana göre olmadığına karar verdim sonunda ise body sporuna başladım, tam anlamıyla bu spora bağlandım diyebilirim, yaklaşık 52 kg den 86-87 lere kadar çıktım , ve bodyde çoğu antreman metodunu denedim diyebilirim, vücut yapım ise çok çabuk kilo alıp verebilen bir yapıya sahip bu yüzden kilo alıp verme konusunda özellikle bir çok arkadaşa yardımcı olabileceğimi düşünüyorum, başka insanların sorunlarını çözmenin hayatıma çok deneyim katacağını düşünüyorum, özellikle koronadan dolayı ayıracak vaktim fazla olduğundan dolayı insanların sorunlarına yardımcı olmak istiyorum,ilgilendiğim branş bodybuilding, ağırlık arttırmaktan çok kası büyütmeye odaklı egzersizler yapıyorum ,hipertrofi gibi konularda bilgi sahibiyim :) ayrıca şuan fitness antrenörlük belgesi almak için kurs eğitimi alıyorum
Merhaba talebiniz alınmıştır.
Size birkaç soru yönelteceğim , bunları doğru yanıtladıktan sonra ise mülakat sonrasında alım işleminizi ve yetkilendirme işlemlerini gerçekleştireceğim.
Kolay gelsin , iyi çalışmalar dilerim.
 
Yorum
Katılım
22 May 2015
Mesajlar
2,137
Çözümler
4
Tepki puanı
775
Puanları
188
Yaş
36
Adım Ahmet, Soyadım Yalçınkaya Ankarada oturuyorum yaşım 21 Sanat tarihi bölümü okuyorum ama gerçi bu sene üni sınavına tekrar girip bölüm değiştireceğim , daha önce besyo parkurlarında bir çok kez bulundum , 2 senedir ağırlıklı olarak body sporu ile uğraşıyorum , daha önce basketbol, futbol gibi bir çok spora gittim ama hiç birinin bana göre olmadığına karar verdim sonunda ise body sporuna başladım, tam anlamıyla bu spora bağlandım diyebilirim, yaklaşık 52 kg den 86-87 lere kadar çıktım , ve bodyde çoğu antreman metodunu denedim diyebilirim, vücut yapım ise çok çabuk kilo alıp verebilen bir yapıya sahip bu yüzden kilo alıp verme konusunda özellikle bir çok arkadaşa yardımcı olabileceğimi düşünüyorum, başka insanların sorunlarını çözmenin hayatıma çok deneyim katacağını düşünüyorum, özellikle koronadan dolayı ayıracak vaktim fazla olduğundan dolayı insanların sorunlarına yardımcı olmak istiyorum,ilgilendiğim branş bodybuilding, ağırlık arttırmaktan çok kası büyütmeye odaklı egzersizler yapıyorum ,hipertrofi gibi konularda bilgi sahibiyim :) ayrıca şuan fitness antrenörlük belgesi almak için kurs eğitimi alıyorum
1) Hipertrofi nedir , nasıl sağlanır

2) Kas Hafızası Nedir?

3) Pectoralis major kasını en çok aktif eden haraketler nelerdir ?

4) Glisemik indeksin önemi nedir ?

5) Pirinçteki protein ile Tavuk göğsündeki proteinin farkı nedir ?

6) Büyüme hormonu (Growth Hormon) nedir?

7) Kardiyo nedir ?
Çeşitleri nelerdir ? faydaları nelerdir ?
ne kadar ve ne zaman yapılmalıdır ?

Kolay gelsin başarılar dilerim.
 
Yorum
Katılım
8 Şub 2021
Mesajlar
160
Çözümler
14
Tepki puanı
98
Puanları
73
1) Hipertrofi nedir , nasıl sağlanır

2) Kas Hafızası Nedir?

3) Pectoralis major kasını en çok aktif eden haraketler nelerdir ?

4) Glisemik indeksin önemi nedir ?

5) Pirinçteki protein ile Tavuk göğsündeki proteinin farkı nedir ?

6) Büyüme hormonu (Growth Hormon) nedir?

7) Kardiyo nedir ?
Çeşitleri nelerdir ? faydaları nelerdir ?
ne kadar ve ne zaman yapılmalıdır ?

Kolay gelsin başarılar dilerim.
1.) Fitness’ta hipertrofi diğer bir deyişle büyüme, kas hacminin artması demektir,eğer biz antremanda kası yeteri kadar yoramazsak ve yeterli uyarıyı veremezsek kas liflerimiz hasar almayacak ve kendini yenileme ihtiyacı hissetmeyecekcektir ,bu nedenle kası her antremanda yormak zorundayız ve bunun en doğru yönetimide tabiki ağırlık arttırmaktan geçer

2.)Ağırlık çalışması yapanlar spora ara verdiklerinde kuvvet ve hacimlerinde kayıplar meydana gelir,ancak bu o kadar korkulacak bir şey değil. Çünkü tekrar antrenmanlara başladığınız zaman yeni başlayanlara oranla eski ağırlıklarınızı kaldırma süreniz daha kısa olacaktır.Ayrıca kas lifleri, her biri çok sayıda bilgiyi depolayabilen çekirdeklere sahip hücrelerin birleşmesinden oluşur;Kaslardaki bu bilgi, daha önce yaptığınız egzersizleri ve kasların nasıl hareket ettiği bilgileri içerir. Ve bu yüzden bi spora tekrar başladığımızda kaslarımız eskiye nazaran çok daha hızlı bir şekilde adapte olur .Kendimden örnek vereyim daha önce sporu 1 ay kadar bırakmak zorunda kaldım ve tekrar başladığımda düzgün antreman ve beslenme ile sadece 2 haftada tekrar eski formuma kavuştum

3.)Bu kas grubunda Dumbell press ve bench press benim en çok verim aldığım haraketler,, ama tabi buna alternatif olarak bir çok haraket mevcut dumbell fly, dumbell pull over,cable fly bunlardan sadece birkaçı

4.)Yüksek karbonhidratlı yiyecekler tüketmemiz diyabet gibi kronik hastalıklara yakalanma riskinde artışa neden olmaktadır. Diyetle karbonhidrat alımı, glisemik kontrole en fazla etki eden diyetsel faktördür. Glisemik indeks , karbonhidrat içerikli besinlerin bir bireyde kan şekerini hangi hızda yükselttiğini gösteren çizelgedir. Diyabet hastaları veya diyabet riski taşıyan kişilerin ve insülin direnci bulunan kişilerin, kan şekeri seviyelerini kontrol altına alabilmeleri için düzenlenmiştir.
  • 1.)Glisemik indeksi düşük gıdalarla beslenince insülin hormonunda azalma ve enerji artması oluştuğu gibi yağ depolanması azalır ve mevcut yağlar yakılmaya başlar.
  • 2.)Glisemik İndeks Diyeti’nin faydalı olmasının nedeni, insülin direncini kırmasıdır.
  • 3.)Düşük glisemik indeksli beslenme, hem doygunluğu hem de yağların yakılmasını artırarak kilo kaybını iki mekanizmayla sağlar.
5.)Aslında bunu şöyle açıklayayım proteinler 2 ye ayrılır; hayvansal ve bitkisel proteinler olarak,pirinç bitkisel protein iken tavuk hayvansaldır.
Bitkisel ve hayvansal proteinlerin arasındaki amino asit (proteinlerin yapı birimi) profili değişkenlik gösterir. Vücutta neredeyse her metabolik süreç için proteinler ve amino asitler kullanılır. Fakat farklı proteinler, içerdikleri amino asit türleri açısından büyük ölçüde değişkenlik gösterir.Hayvansal proteinler, ihtiyacımız olan tüm amino asitler açısından iyi bir dengeye sahipken, bazı bitkisel proteinler belli amino asitleri az miktarda içerir,bu yüzden kas geliştirmek isteyen kişilere önerim hayvansal proteinlere bir tık daha ağırlık vermeleri yönünde

6.)Büyüme hormonu da vücudumuzdaki pek çok hormondan biridir. Bu hormon beyinde bulunan hipotalamus ve hipofiz bölgelerince üretim ve düzenlemesi yapılarak kana salgılanır. Büyüme hormonunun rolü kemik, kas ve organların büyümesini kontrol etmektir,ve en çok salgılandığı saatler 01.00-03.00 saatleridir bu yüzden bu sporda uyku düzenide önemlidir günümüzde büyüme hormonu ilaç olarak doktor gözetimi altında bulunabilmektedir ayrıca hormon eksikliğiniz yoksa kullanılması tehklikelidir, iç organlarda büyüme yapabilir ve ne yazıkki vücut geliştirme camiasında profosyonel sporcular tarafından sıkça kullanılmaktadır buda kalp büyümesi ve daha bir çok ciddi ölümcül soruna yol açmaktadır

7.)Kardiyo kelimesi ‘kardiyovasküler’ sistem olarak bilinen dolaşım sistemine verilen ismin kısaltmasıdır. Kardiyovasküler sistem, kalp- damar sistemi ile dolaşım sistemini kapsayan bir sistemdir.kardio çeşitleri şunlardır koşu, düşük yoğunluklu sürekli egzersiz , bisiklet sürmek, kürek çekmek, pedal çevirmek olarak sıralanabilir.faydaları ise şunlardır ,kalbi güçlendirir,damarlardaki kan akış hızını dengeler, akciğerlere yeterli oksijen gitmesini sağlar ve bu şekilde vücudun genel dolaşım sistemine olumlu katkıda bulunur,ne kadar ve ne zaman yapılması kişiden kişiye farklılık gösterebilir,bulkta da definasyonda da yapılmalıdır.
Önerim bulkta haftada 2 gün
Definasyonda haftanın her günü yapılabilir.
 
Yorum
Katılım
22 May 2015
Mesajlar
2,137
Çözümler
4
Tepki puanı
775
Puanları
188
Yaş
36
1.) Fitness’ta hipertrofi diğer bir deyişle büyüme, kas hacminin artması demektir,eğer biz antremanda kası yeteri kadar yoramazsak ve yeterli uyarıyı veremezsek kas liflerimiz hasar almayacak ve kendini yenileme ihtiyacı hissetmeyecekcektir ,bu nedenle kası her antremanda yormak zorundayız ve bunun en doğru yönetimide tabiki ağırlık arttırmaktan geçer

2.)Ağırlık çalışması yapanlar spora ara verdiklerinde kuvvet ve hacimlerinde kayıplar meydana gelir,ancak bu o kadar korkulacak bir şey değil. Çünkü tekrar antrenmanlara başladığınız zaman yeni başlayanlara oranla eski ağırlıklarınızı kaldırma süreniz daha kısa olacaktır.Ayrıca kas lifleri, her biri çok sayıda bilgiyi depolayabilen çekirdeklere sahip hücrelerin birleşmesinden oluşur;Kaslardaki bu bilgi, daha önce yaptığınız egzersizleri ve kasların nasıl hareket ettiği bilgileri içerir. Ve bu yüzden bi spora tekrar başladığımızda kaslarımız eskiye nazaran çok daha hızlı bir şekilde adapte olur .Kendimden örnek vereyim daha önce sporu 1 ay kadar bırakmak zorunda kaldım ve tekrar başladığımda düzgün antreman ve beslenme ile sadece 2 haftada tekrar eski formuma kavuştum

3.)Bu kas grubunda Dumbell press ve bench press benim en çok verim aldığım haraketler,, ama tabi buna alternatif olarak bir çok haraket mevcut dumbell fly, dumbell pull over,cable fly bunlardan sadece birkaçı

4.)Yüksek karbonhidratlı yiyecekler tüketmemiz diyabet gibi kronik hastalıklara yakalanma riskinde artışa neden olmaktadır. Diyetle karbonhidrat alımı, glisemik kontrole en fazla etki eden diyetsel faktördür. Glisemik indeks , karbonhidrat içerikli besinlerin bir bireyde kan şekerini hangi hızda yükselttiğini gösteren çizelgedir. Diyabet hastaları veya diyabet riski taşıyan kişilerin ve insülin direnci bulunan kişilerin, kan şekeri seviyelerini kontrol altına alabilmeleri için düzenlenmiştir.
  • 1.)Glisemik indeksi düşük gıdalarla beslenince insülin hormonunda azalma ve enerji artması oluştuğu gibi yağ depolanması azalır ve mevcut yağlar yakılmaya başlar.
  • 2.)Glisemik İndeks Diyeti’nin faydalı olmasının nedeni, insülin direncini kırmasıdır.
  • 3.)Düşük glisemik indeksli beslenme, hem doygunluğu hem de yağların yakılmasını artırarak kilo kaybını iki mekanizmayla sağlar.
5.)Aslında bunu şöyle açıklayayım proteinler 2 ye ayrılır; hayvansal ve bitkisel proteinler olarak,pirinç bitkisel protein iken tavuk hayvansaldır.
Bitkisel ve hayvansal proteinlerin arasındaki amino asit (proteinlerin yapı birimi) profili değişkenlik gösterir. Vücutta neredeyse her metabolik süreç için proteinler ve amino asitler kullanılır. Fakat farklı proteinler, içerdikleri amino asit türleri açısından büyük ölçüde değişkenlik gösterir.Hayvansal proteinler, ihtiyacımız olan tüm amino asitler açısından iyi bir dengeye sahipken, bazı bitkisel proteinler belli amino asitleri az miktarda içerir,bu yüzden kas geliştirmek isteyen kişilere önerim hayvansal proteinlere bir tık daha ağırlık vermeleri yönünde

6.)Büyüme hormonu da vücudumuzdaki pek çok hormondan biridir. Bu hormon beyinde bulunan hipotalamus ve hipofiz bölgelerince üretim ve düzenlemesi yapılarak kana salgılanır. Büyüme hormonunun rolü kemik, kas ve organların büyümesini kontrol etmektir,ve en çok salgılandığı saatler 01.00-03.00 saatleridir bu yüzden bu sporda uyku düzenide önemlidir günümüzde büyüme hormonu ilaç olarak doktor gözetimi altında bulunabilmektedir ayrıca hormon eksikliğiniz yoksa kullanılması tehklikelidir, iç organlarda büyüme yapabilir ve ne yazıkki vücut geliştirme camiasında profosyonel sporcular tarafından sıkça kullanılmaktadır buda kalp büyümesi ve daha bir çok ciddi ölümcül soruna yol açmaktadır

7.)Kardiyo kelimesi ‘kardiyovasküler’ sistem olarak bilinen dolaşım sistemine verilen ismin kısaltmasıdır. Kardiyovasküler sistem, kalp- damar sistemi ile dolaşım sistemini kapsayan bir sistemdir.kardio çeşitleri şunlardır koşu, düşük yoğunluklu sürekli egzersiz , bisiklet sürmek, kürek çekmek, pedal çevirmek olarak sıralanabilir.faydaları ise şunlardır ,kalbi güçlendirir,damarlardaki kan akış hızını dengeler, akciğerlere yeterli oksijen gitmesini sağlar ve bu şekilde vücudun genel dolaşım sistemine olumlu katkıda bulunur,ne kadar ve ne zaman yapılması kişiden kişiye farklılık gösterebilir,bulkta da definasyonda da yapılmalıdır.
Önerim bulkta haftada 2 gün
Definasyonda haftanın her günü yapılabilir.
Hayırlı uğurlu olsun.Yeni görevinizde başarılar dilerim.
 
Yorum
  • :)
  • :D
  • ;D
  • :lollol:
  • :lol:
  • ;)
  • :(
  • :cool:
  • :p
  • :eek:
  • :laugh:
  • :rolleyes:
  • :angry:
  • :mad:
  • :embarras:
  • :undecided:
  • :cry:
  • :evil:
  • :heart:
  • %p
  • :bravo:
Üst